Saturday, January 05, 2008

kaçakları taşıyan gece trenleri…

Soluk fısıltıları gelir esrik ayak seslerinin karanlık odadan ve hışırtılar
Kapının önündeki içeri girmeye cesaret edemez, uzaklaşır ellerine bakarak
Bir fare iyice büzülür, döşemenin altına gizlenmiş mektupların üzerinde
Köşeleri asma yaprağı desenli aynadaki yorgun yüz, gözlerini bulamaz
Ruhun sonbahar toprağında, geç ekilmiş bir tohum boş yere bekler.

Biri taş avluda, metruk kuyudan inatla su çekmeye çalışmaktadır
Kanlı ayak izlerini yıkamak için daha emeklerken boğazlanmış aşkların.
Saçakta biriken geveze kargalar günün sona ermekte olduğunu söyler
Biri kitaplarını ve dikkatle katlanmış pişmanlıklarını valizine yerleştirir,
Halbuki artık seferden kaldırılmıştır kaçakları taşıyan gece trenleri.