Sunday, July 08, 2018

Yine Geri Geldiler

“Öldüğümüz doğru değildir
Yalnızca görünüşte yaşadığımız
Bizim dünyamız ölüp gitmiyor mu?”[1]

Güzeller güzeli ablam benim, Hypathia,
Aklının pırıltıları gölgeleri usulca silerdi usun karanlık köşelerinden
Sabahın narin parmakları uyandırır ya serin toprakları baharda - işte öyle

Geri döndüler yine
Seni beyaz atlı cenk arabandan hoyratça çekip alanlar
- İskenderiye sokaklarından başın dik geçerdin yanına kimseyi almadan
   tüm erkeklere inat ve kadınlarını kapatmaya çalışanlara
saçların zapt edilemez kartalların kanatları gibiydi-

yerlerde sürükleyenler - kadın ve felsefe, fizik: bu cadı olsa gerek-
Bal rengi tenini lime lime edenler, sonra yakanlar çıplak bedenini
-Büyük Müzenin içinde milyonlarca parşömen seni için ağladı-
Başlarındaki yılanı aziz ilan etti Vatikan[2]
Sen, silinemez izler bıraktın sonsuzlukta

Yine geri döndüler
Yine geri döndüler, bir kitap için bütün kitapları yakanlar
Hypatia, sevgili ablam, kardeşlerinin aklının kapıları yine kapanıyor
Küflü zindanlardayız yine, örümcekler, çıyanlar dolaşıyor, yapışkan eller...
Uykusuz, huzursuz bedenlerimizde
Çocuklarımız kayboluyor binlerle,
Cesetlerini bile bulamıyoruz
Yine yanıyor, yok oluyoruz, Hypatia, kitaplarımızla birlikte...


-->



[1] Palladas, Greek Anthology, sf 172
[2] İskenderiyeli Aziz Cyril. Hypatia, Hristiyan yobazların Yahudileri kentten kovma çabalarına da karşı çıkmıştı