Friday, April 10, 2020

Nostos algos



“Hatırada kalan şey değişmez zamanla”
Eylüldü, Boğazdaydı
çay, yosun ve de bir şey daha kokuyordu
kentin son güzel, ilk imkansız günleri
Denize doğru dingin bir derenin
iki yakasına bağlanmıştı yalnız kayıklar
gözleri beklentiyle suların aynasında
belki de zaman yavaşlamıştı o kadar

Güneşin son ışıkları salkım saçak
Venüs’ün altın saçları gibiydi sularda
yeşili örterken kadife perdesi gecenin
kıvrımlarındaydı, ayın keskin kristal bıçağı

Hiç kapanmadı mikrop kapmadı kurtlanmadı
bu yara, bazen pembe kösnül bir ağızı gibidir
genellikle, hüzünlü bir yarım tebessüm…
“Hiç kanamaz mı?” diye sormayın
“Sizi o kadar iyi tanımıyorum”…

------------------------------------
Nisan 2020 Karantina günlerinde
La Fontaine'in dediği gibi:
"Un Lièvre en son gîte songeait (Car que faire en un gîte, à moins que l’on ne songe ?) "