Ayna
Hiç bir şey söylemeden bakıyor suretimiz.
- Sanki, uzlaşmaz, hoşgörüsüz, Kerberos -
Yarı yanmış bir mumun ışığı tatsız sorularla
Tedirgin ediyor göz bebeklerimizi
Karanlığın yasalarına dair,
Siyah bir aya, siyah bir gök yüzünde,
Zamanda siyah bir deliğe...
Üzerimizde dirsekleri eprimiş bir kırmızı kazak
Ama önemi yok. Kollarımız artık bizim değil.
Taşlar soğuk, ayaklarımız çıplak
Birazdan güneş çıktığında
-birazdan mutlaka, çıkacak-
Şimdi kapıya kadar uzanan gölgemiz
Hiç yakınmadan, hatta sevinerek yok olacak.
[Aceleyle açılmış sarı bir çukur
İnsanlar sırayla, kat kat
- “Neresi?” diye sorma ve “Neden? -
Savaş, soy kırım olabilir. Bir
Demokrasi inşaatı petrol, su yüzünden
Belki şaşırmış bir iklimin kasırgası
Bir yılan amok bir tutkuyla
Kuyruğunu yerken]
Sonra yeni bir gün…
Çok önceleri bir Eylül sabahı
Kaybettiğimiz omurgalarımızın
parçaları üzerinde sekerek dolaşan
Kemik rengi bir Kasım güneşi
Ve aynada,
... pallida morte futura.
(17 Kasım 2007)
[1] Phillipe Jaccottet, Pansées sous les nuages, Bloodaxe Books, 1994, sf.55 ( Zamanın kırıntılarını toplayarak, bir sonsuzluk yapılamaz)