“Hatırada kalan şey değişmez zamanla”
Eylüldü, Boğazdaydıçay, yosun ve de bir şey daha kokuyordu
kentin son güzel, ilk imkansız günleri
Denize doğru dingin bir derenin
iki yakasına bağlanmıştı yalnız kayıklar
gözleri beklentiyle suların aynasında
belki de zaman yavaşlamıştı o kadar
Güneşin son ışıkları salkım saçak
Venüs’ün altın saçları gibiydi sularda
yeşili örterken kadife perdesi gecenin
kıvrımlarındaydı, ayın keskin kristal bıçağı
Hiç kapanmadı mikrop kapmadı kurtlanmadı
bu yara, bazen pembe kösnül bir ağızı gibidir
genellikle, hüzünlü bir yarım tebessüm…
“Hiç kanamaz mı?” diye sormayın
“Sizi o kadar iyi tanımıyorum”…
------------------------------------
Nisan 2020 Karantina günlerindeLa Fontaine'in dediği gibi:
"Un Lièvre en son gîte songeait (Car que faire en un gîte, à moins que l’on ne songe ?) "